Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği Türkiye Yüzyılı’nın, aslında Mustafa Kemal Atatürk’ün çağdaş medeniyet seviyesine ulaşma idealinin günümüze uyarlanmış güncel modeli olduğunu belirterek, “Cumhuriyet, bu süreklilikle yeni bir yüzyıla taşınmaktadır.” dedi.
SETA tarafından çevrim içi “Cumhuriyet’in 100. Yılında Kapsayıcı Toplum Sempozyumu” düzenlendi.
Duran, sempozyumun açılışında, Cumhuriyet’in 100’üncü yılının birçok başarıyla kutlandığını söyledi.
Türkiye’nin girdiği yeni yüzyılın önemli fırsatları ve meydan okumaları barındırdığına dikkati çeken Duran, “Çevremizdeki bölgenin ortaya çıkardığı sorunlar ya da küresel güçlerin çevremizdeki bölgede ürettikleri krizler açısından bakıldığında Türkiye’nin aktif hatta proaktif bir dış politika yürütmesi gerektiği ortadadır. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını daha iyi değerlendirebilmenin yolu, elbette birinci yüzyılın muhasebesini iyi yapmaktan geçer.” diye konuştu.
Duran, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923’ten bu yana önemli merhalelerden geçtiğini, 1950 yılıyla beraber çok partili, demokratik hayatın Türkiye Cumhuriyeti’nde yerleşmiş olmasının çok önemli bir husus olduğunu anlattı.
“Hakimiyetin kayıtsız, şartsız milletin” olmasının, Cumhuriyet’in en temel prensibi olduğunu vurgulayan Duran, buna ikinci prensip olarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği “Çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkma” hedefinin koyulabileceğini kaydetti.
Duran, Türkiye Cumhuriyeti’nin, bu iki temel ilke çerçevesinde, önemli merhalelerden geçtiği bir yüzyılı geride bıraktığını, 1960, 1980 darbeleri, 28 Şubat gibi demokrasi açısından sorunlu dönemleri aşmayı bildiğini belirtti.
Cumhuriyet’in son 20 yılında çok önemli atılım hamlesi içinde olunduğunu ifade eden Duran, birçok alanda önemli etkinlikler ortaya koyan Türkiye Cumhuriyeti’nin, bölgesinde önemli bir aktör ve küresel rolü bulunduğunu aktardı.
Burhanettin Duran, bu konumu devam ettirebilmenin, çok ciddi bir mobilizasyonla, vatandaşların Cumhuriyet’e ve onun ideallerine sahip çıkmasıyla olacağını belirterek, şöyle devam etti:
“Etrafımızdaki bölgelerde çıkan çatışmalar, göç hareketleri, enerji ve ticari savaşları, Türkiye’nin tarihin bu evresinde daha aktif bir rol almasını gerektirmektedir. Bu nedenle, SETA olarak Türkiye Yüzyılı kavramını önemsiyoruz. Bu kavram, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Türkiye’nin yeni yüzyılı için bir vizyon olarak ortaya koyuldu. Bu sadece dış politika, güvenlik, siyaset gibi alanlarla sınırlı bir kavram değil, toplum, kültür, eğitim, iletişim, sosyal politika gibi diğer bütün alanları içine almaktadır.”
SETA olarak yaptıkları saha araştırmaları ve analizlerle, toplumsal değişimi okumaya ve meydan okumalara çözüm önerileri oluşturmaya çalıştıklarını dile getiren Duran, bu sempozyumun da bunun bir çabası olarak görülebileceğini söyledi.
Cumhuriyet denildiğinde toplumun farklı kesimlerinin eşit haklardan faydalandığı, kimsenin renk, ırk, dil, din ve giydiği kıyafet nedeniyle ayrımcılığa uğramadığı bir yönetim biçiminin anlaşıldığını aktaran Duran, şöyle konuştu:
“‘Hakimiyet, kayıtsız, şartsız milletindir’ prensibi, hiçbir sınıfın, zümrenin, grubun, ‘Milletin iradesini vesayet altına alamaması.’ demektir. Bence Cumhuriyet’in çok partili hayattan sonra bütün yaşadığı krizlere rağmen son 20 yılda ortaya koyduğu demokratik konsolidasyon, en önemli kazanımlarından birisidir. Yine bu kazanımlar çerçevesinde kuşkusuz kurulduğu ilk günden bu yana kadınlara seçme ve seçilme özgürlüğünün tanınmasından başörtülü kadınların kamusal alanlara giriş yasağının kaldırılmasına kadar gerçekleşen hak mücadeleleridir. Bu çerçevede dini talepleri olanların, Kürtlerin ve Alevilerin kimlik taleplerinin karşılanmış olması Cumhuriyet’in bir başarısıdır ve farklı toplumsal kesimleri sisteme entegre etme gayretinin olumlu sonuçlarıdır.”
Duran, Cumhuriyet’in aynı zamanda kapsayıcılık anlamı taşıdığını belirterek, bütün vatandaşlar kucaklandığı takdirde bu kapsayıcılığın ortaya çıkabileceğini vurguladı.
“Cumhuriyet’in geleceğine dair hiçbir toplumsal kesimde tereddüt yok”
Güçlü ve özgür bireylerin hem kendi yaşamlarını geliştirirken hem de ülkelerine daha fazla katkı sunabileceklerini dile getiren Duran, bu bakış açısıyla sempozyumda Cumhuriyet’in 100’üncü yılında kapsayıcı toplumu tartışacaklarını söyledi.
Burhanettin Duran, şunları kaydetti:
“Cumhuriyet, herkesin Cumhuriyet’idir ve bugün Cumhuriyet’in geleceğine dair hiçbir toplumsal kesimde bir tereddüt yoktur. Zaman zaman farklı kesimlerden üretilen korkuların, Cumhuriyet’in geleceğiyle ilgili olmaktan ziyade Cumhuriyet’in yapısı hakkındaki farklı yarışmacı fikirlerden kaynaklandığı görüşündeyim. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti, bir yüzyılı rahatlıkla aştığı gibi bundan sonraki yeni yüzyıllarda da gayet güçlü bir ulus devleti olarak devam edebilecek bir noktadadır. Tarihimizi elbette daha büyük yüzyıllara, daha binli yıllara dayamaktayız. Bu milletin tarihi çok daha büyük bir geçmişten gelir. Cumhuriyet çok önemli bir kazanımdır, son yüzyılın önemli hamlesidir, bir şahlanıştır. Ama Türk milletinin kurduğu son devlettir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye Yüzyılı’yla bize gösterdiği şey, ikinci yüzyılımızda Cumhuriyet’in çok daha büyük, yeni atılımlara, demokrasiye ve çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmakla ilgili bir çerçeve oluşturmasıdır. Bu anlamda benim baktığım kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği Türkiye Yüzyılı, aslında Mustafa Kemal Atatürk’ün çağdaş medeniyet seviyesine ulaşma idealinin günümüze uyarlanmış güncel modelidir ve Cumhuriyet, bu süreklilikle yeni bir yüzyıla taşınmaktadır.”
Duran’ın konuşmasının ardından “Cumhuriyet’in 100. Yılında Gençler ve Yaşlılar” başlıklı oturuma geçildi.
Moderatörlüğünü Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yenal Göksun’un yaptığı oturuma, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Ümmügülsüm Aysan, sosyolog ve Milli Eğitim Bakanı Danışmanı Erol Erdoğan, genç girişimci Merve Rida Bayraktar ve milli pentatlet İlke Özyüksel Mihrioğlu katıldı.