Sen uçuşu hatırla!
4 mins read

Sen uçuşu hatırla!

Müjde Işıl – 27. yaşını kutlayan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 16 Mayıs’a kadar devam ediyor. Festivalde kadın emeğini görünür kılan yapımlar ve birçok ödüllü film de seyirciyle buluşuyor. Klára Tasovská, Sarvnaz Alambeig gibi yabancı konuklar da festivalde öne çıkıyor. Bu sene Onur Ödülü oyuncu Hatice Aslan’a, Bilge Olgaç Başarı Ödülleri oyuncu Tülin Özen, yönetmen Ayşe Polat ve yapımcı Nida Karabol’a, Genç Cadı Ödülü ise oyuncu Deniz İlhan’a verildi. Festivalin detaylarını Koordinatör Dalım İlteriş Mayadağlı anlattı.

27 yıldır festival, kadınların sinemadaki ağırlığı ve seyirci açısından nasıl bir gelişme yaşadı?

Uçan Süpürge, kuruluşundan bu yana eril ve pahalı olan sinema sektöründe kadınların görünmez emeğini görünür kılmak ve kadın sinemacıların sorunlarını gündeme getirmek için birçok önemli çalışmaya imza attı. Festival, kadın sinemacıların bir araya gelerek yeni filmler üretmelerine ve sektörün sorunlarına dair çözüm yolları aramalarına olanak sağlayarak kadınların sinema sektöründeki varlıklarını güçlendirmede önemli bir rol oynadı. Ancak eşitliği sağlamamız için hâlâ mücadele etmemiz ve daha fazlasını talep etmemiz gerekiyor.

Bu senenin mottosu olarak “Daha Fazlası, Daha Azı Değil: Sen Uçuşu Hatırla!”yı seçmenizin nedenleri neydi?

Festival bu yıl da geçtiğimiz sene olduğu gibi; maruz kalınan haksızlıklara, elde edilen başarılara rağmen süregelen cinsiyet eşitsizliğine karşı “Daha Fazlası, Daha Azı Değil” temasıyla dikkat çekerken bir alt tema olarak da İranlı şair Füruğ Ferruhzad’dan esinle “Sen Uçuşu Hatırla” diyerek tüm olumsuzluklara karşın yılmadan, yorulmadan, umutsuzluğa kapılmadan verilen kadın mücadelesini hatırlatmayı amaçlıyor.

Goethe-Institut Ankara ile birlikte filmler Kült Kavaklıdere’de (eski Kavaklıdere Sineması) gösterilecek. Kavaklıdere Sineması, festivalin doğum yeri aynı zamanda. Ankara’nın sinema salonları açısından durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Uçan Süpürge’nin üçüncü yılına ev sahipliği yapan, uzun yıllar iş birliğinin ve gönül bağının devam ettiği Kavaklıdere Sineması’nın genç girişimciler tarafından Kült Kavaklıdere adıyla açılması hepimizi çok heyecanlandırdı. Kentsel dönüşüm ile beraber Ankara’da ne yazık ki kapısı sokağa açılan sinema sayısı oldukça azaldı. Bu yüzden Ankara’nın farklı bölgelerinde yaşayan birçok sinemaseverin AVM sinemalarına gitmek dışında başka şansı kalmadı. Bu durum aynı zamanda Ankara’da barınmaya çalışan festivallerin alanını da kısıtlayan bir soruna dönüştü. Bu yüzden Kült Kavaklıdere gibi girişimlere hem Ankara seyircisinin hem de festivallerin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

“Olmak İstediğim Her Şey”i kaçırmayın!

Festival seçkisinden kaçırılmaması gereken filmler hangileri sizce? 

Uluslararası festivallerden büyük ödüllerle dönmüş “Dahomey”, “Green Border”, “Smoke Sauna Sisterhood” ve “My Favorite Cake” gibi filmlerin Ankara prömiyerini gerçekleştireceğiz. Kişisel önerilerim ise Çek fotoğrafçı Libuše Jarcovjáková’nın fotoğraflarını içeren Klára Tasovská imzalı belgesel “I’m Not Everything I Want To Be/Olmak İstediğim Her Şey” ve İran’a göçen Muay Thai sporcusu olmak isteyen Afgan genç bir kadının hikâyesini anlatan Sarvnaz Alambeigi imzalı “Maydegol”. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir